25 Kasım 2012 Pazar

DOĞU TÜRKİSTAN COĞRAFYA

Türklerin yasadigi ülke manasina gelen Türkistan'in dogu bölgesini teskil eden Dogu Türkistan'in yüzölçümü 1.828.418 Km2 olup, bunu1/3 çöller, 90.000 Km2 sini ormanliklar geri kalanini tarima elverisli topraklar ve daglik bölgeler teskil eder. Dogu Türkistan'in Kuzeyinde Altay daglari, güneyinde Karakum çölü ile Altundagi (Kuenlun) ve Pamir daglari yükselir. Ülkenin orta kisminda ise kendisinin boydan boya kesen Tanri dagi silsilesi bulunur.bu dag silsilesi ülkeyi kuzeyde Cungarya, Güneyde ise Tarim havzalari olmak üzere iki önemli kisma ayirir. Yüksekligi 4000 mt civarinda olan Tanri daglarinin orta kisminda ise Turfan çukurlugu yer alir. Tanri daglarinin Dogudan Batiya uzunlugu 2500 km ‘dir. Bu dag silsilesinin 1700 km'lik kismi Dogu Türkistan'in sinirlari içerisinde kalir. Bu daglarin kuzeyden güneye uzunlugu 2500-2700 km'yi bulur. Bir tarihi menkibeye göre; bu heybeti dag silsilesine insanlar, göge yükselen ve çikilmasi imkansiz bir duygu veren bu daglara Tanri daglari adi vermislerdir. Bundan dolayi Tanri daglari Türk topluluklari tarafindan kutsal bir dag olarak görülmüstür. Tanri daglarinin kapladigi genis ve yüksek alan ülkenin iklimine de tesir etmistir. Kuzeyden gelen nemli havanin güneye geçmesine mani olur. Dolayisiyla ülkenin güney kisimlari daha kurak geçer. Yagmur ve kar olarak iyi yagis alan Tanri daglari ormanlarla kaplidir. Çogunlugunu çam, ardiç, simsir gibi agaçlarin kapladigi ormanlar Tanri daglarina ayri güzellik ve hasmet verir. Kapsadigi genis alan dolayisiyla Ili, Tokkuztara, Mogulküre,Turfan, Çongyultuz, Küçükyultuz gibi pek çok ovayi sinesinde barindirir. Tanri daglari ülkeyi batidan doguya iki büyük havzaya böler. Bu havzalar Tarim ve Cungarya havzalaridir. 

a.Tarim Havzasi :
900.000 km2 yüzölçümü ile Tarim havzasi ülkenin yarisindan fazla bir alanini kapsar. Tanri daglari ile Karanlik daglari arasinda uzanan havzanin 500.000 km2 alani ile dünyanin en büyük çöllerinden biri olan Taklamakan çölü olusturur. Tarim havzasinin geri kalan kismini 400.000 km2'lik ziraata uygun topraklar olusturur. Havzanin dogudan batiya mesafesi 1000 km'dir. Havzanin denizden yüksekligi 280 ile 1300 mt arasinda degisir. Tarim havzasinin su ihtiyacini bilhassa ziraata elverisli yerlerde Tarim nehri karsilamaktadir. Birkaç koldan meydana gelen Tarim nehri havzanin dogu istikametine akar ve Karaburan (Lop) gölüne dökülür. 

b.Cungarya Havzasi :
Ülkenin ikinci büyük havzasini Tanri daglari ile Altay daglari arasinda kalan Cungarya havzasi olusturur. Yaklasik 600.000 km2 yi bulan Cungarya havzasi Tarim havzasina nispetle daha küçük, fakat daha verimli topraklardan meydana gelir. Dogu Türkistan'in Kuzey bölgesini olusturan Cungarya havzasi yer yer engebeli bir arazi yapisina sahiptir. Havzanin güney kisimlari sulanabilen arazilerden olustugu için oldukça verimlidir. Ayrica otlak olarak genis arazilerin bulunmasi Cungarya havzasini hayvancilik içinde cazip bir yer haline getirir. Bunlara ilaveten ülkeyi komsu memleketler ile Uzakdogu ülkelerine baglayan kara ve demir yollarinin bu havzadan geçmesi diger kisimlara nispeten bölgeyi her sahada kalkinmis duruma getirmistir. Bugünkü Dogu Türkistan'in baskenti Ürümçi de Cungarya havzasi içerisinde yer alir. 

c.Akarsular :
Dogu Türkistan'in en önemli akarsulari tarim havzasini sulayan Tarim nehriyle Cungarya havzasini sulayan Bulungir, Kara Irtis ve Hurungudu nehirleridir. Karakurum daglarinin dogu yamaçlarindan dogan Tarim nehri güneye dogru akarak Dogu Türkistan ile Kesmir arasindaki sinira kadar ulasir ve oradan doguya dogru yönelir ve Lop gölüne dökülür. Alti koldan meydana gelen Tarim nehrinin uzunlugu 1.600 km'dir. Tarim nehrini olusturan kollarin en önemlisi Kasgar sehrinin bulundugu vadiyi sulayan Kasgar deryasidir.
Güney batidan gelen ve Yarkent vadisini sulayan Yarkent deryasi ile güneyden gelen Hoten ovasini sulayan Hoten deryasi ve Aksu bölgesini sulayan Aksu deryasi, Tarim nehrinin diger kollarini olusturur. Bu büyük nehir ve kollari buz ile karlarin erimesinden ve daha ziyade ilkbaharda görülen yagislardan beslenir. Modern sulama teknigi olmadigi için son derece basit usullerle yapilan sulamalar ile de ürünlerin yetismesine kafi gelmemektedir. Ülkenin en dogusunda akan Bulungir irmagi Urumçi'ye kadar olan bölgeyi sulayarak güneye dogru akar ve Yulutoy gölüne dökülür. Dogu Türkistan'in dogu ve kuzey bölgelerini sulayan Kara Irtis ve Hundügü nehirleri basta Turfan bölgesi olmak üzere, ülkenin kuzey bölgelerinde bol pamuk ve ipek yetismesini saglar Kara Irtis nehri Kazakistan'da Zaysan gölüne dökülürken, Hurundugu nehri vadilerde olusan küçük göllerde kaybolur. Bu arada Dogu Türkistan'da fazla göl bulunmamaktadir. Ülkenin en önemli gölllerini olusturan Bagraç ile Lop gölleri Tanri daglarinin güneyinde ve güneydogusunda bulunmaktadir. Ebi gölü ise Cungarya havzasinda yer almaktadir. Bu göller, karlarin ve buzlarin erimesi ile olusan küçük irmak sularindan beslenir. Ili Deryasi: Dogu Türkistan da su miktari en bol olan nehirdir. Bu nehri olusturan kollarin en önemlileri olan Tikes deryasi, Künes deryasi ve Kas deryasi, Yamatu'da birlesirler. Yillik akin miktari 15 milyar 800 milyon m3 civarindadir. Ili deryasi ülkemiz genelindeki toplam akim miktarinin %20 olusturur. Ancak 12 milyar m3 su, ülke disina yani kuzeybatiya yönelip (Ili nehri) Kazakistan'daki Balkas gölüne dökülür. Irtis Deryasi: Altay daglarinin güney eteklerinden baslar. Irtis nehrinin önemli kollari ise Burçin deryasi ve Kaba deryasidir. Irtis'in yillik akin miktari 12 milyar 600 milyon m3 olup 10 milyar m3 civarindaki su yurt disina akmaktadir. 
Komünist Çin birlikleri, Dogu Türkistan'i kademeli olarak 1949 yilina kadar isgal ettiler ve zulüm idaresi baslatmak için ilk tedbirlerini almaya aldilar: 
1. Ürünleri, hayvanlari ve topragin izinsiz satilmasi yasaklandi. 
2. Halkin günlük kazanci, isyerlerine gelen banka görevlileri tarafindan zorla alinarak bankaya yatirilmaya baslandi. 
3. Vatansever, yüksek ahlakli, itibar sahibi kimseler, düsük ahlakli, zaaf sahibi insanlar belirlendi. Birinciler yok edildi, ikinciler ise halkin basina getirildi. 
4. Her ailenin basina kötü ruhlu olan kimse, o seçilerek ailenin reisi tayin edildi. 
5. Her sahis, üç günde bir polis idaresine giderek üç gün içinde ne yaptigini anlatmak zorunda tutuldu. 
6. Bir kimsenin baskasini ziyaret edecegi zaman polise bas vurmasi, ne zaman ve ne maksatli gidecegi, ne konusacagi hakkinda bilgi vermesi mecburi hale getirildi. Izin almadan bir köyden bir sehre veya baska bir köye tasinmak tamamen yasaklandi. 
7. Herkes, birbirinin casusu haline getirildi. Ana-baba, çocugunu; çocuklar, ana-babasini ispiyon etmekle vazifeli tutuldular. Kimsenin kimseye güveni kalmadi. Iki kisinin bir araya gelmesi “Komünist aleyhtari hareket”, üç kisinin bir araya gelmesi “isyan hazirligi” sayildi. 
8. Postahanelerde yerlestirilen Çinli Komünistler, mektuplari siki bir sansüre tabi tuttular. En küçük bir isaret veya okunaksiz yazi, sifre kabul edilerek sahipleri cezalandirildi. 
9. Seref ve haysiyetten yoksun, milli suurdan habersiz, sefkat, merhamet, vicdan, din, insanlik gibi kavramlardan uzak, mevki ve zevk düskünü, kumarbaz ve hain ruhlu, katil, esrarkes olanlar toplanarak kurslara tabi tutuldular. Bunlara cinayet, zulüm ve iskence metotlari ögretildi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder